Yazının ikinci serisi ile devam ediyoruz.
4. İSYANA DOĞRU
İsyanı olgunlaştırarak harekete geçiren teşkilata yani Azadi örgütüne bakmak gerekiyor.
4.1.Azadi Örgütü
Örgütün bir çok isimle anıldığı görülmektedir. Kürdistan İstiklal ve İstihlas komitesi (Kürdistan bağımsızlık ve Kurtuluş komitesi) Kürdistan İstiklal ve İstihlas cemiyeti. Cemiyeti İstiklali Kürdistan. Cemiyeti İstiklali Kürt. Kürt İstiklal cemiyeti.
Erzurum Komitesi.
Erzurum Kürt komitesi.
Kürdistan İstiklal Komitesi.
Komiteyi istiklali Kürdistan.
Civata xweseriya Kürt.
civata Azadiya Kürt.
Azadi. gibi.
Örgütün asıl adı Kürdistan İstiklal ve İstihlas komitesi (Kürdistan bağımsızlık ve Kurtuluş komitesi) dir. Dağıtılan bildirilerde ve 1925 deki Şark istiklal mahkemesi yargılamalarda bu ismi kullanmıştır.
Örgütün Kuruluşu için kaynaklar 1919-1923 arasında değişen farklı tarihler vermekteler.
İhsan Nuriye göre; Cıbranlı Halit Bey KTC ve şubeleri 1920 de kapanınca çalışmalara başladı.
Kazım Karabekir anılarında 1921 de,
Povlovski 15 Ekim 1922,
İsmail Haqi Şaweys 1921 de Erzurum da kurulduğunu ve örgütün merkezinin Erzurum da olduğunu belirtir.
Tarihsel olayların akışı örgütün 1919 larda kurulmuş olsa bile, yukarıda belirttiğimiz olayların gelişmesiyle , 1923 den sonra aktivite kazandığını göstermektedir.
Örgütün tüzüğünün aslına henüz rastlanmamıştır. 06 şubat 1926 tarihli bir ingiliz belgesinde Azadinin olup , oladığı kesinlik kazanmamakla birlikte, tüzüğünün 1 den 22 ye kadar md si yayınlanmış ve birinci md de (Kürtler arasında birliği sağlamak ve Britanya hükm.in yardımıyla bağımsızlıklarını gerçekleştirmek.) olduğunu yazmaktadır.
Mahkeme tutanakları, Yabancı kaynaklar, ve örgüt mensubu aydınların anılarından; Örgütün başkanının Albay Cıbranlı Halit Bey (Miralay Xalıt beye Cıbranlı) olduğu sekreterinin Tayip Ali olduğu ve Bitlisli millet vekili Yusuf Ziya, Yazar Kemal Fevzi, Yüzbaşı İhsan Nuri, İsmail Haqi Şaweys, Ekrem Cemil Paşa, Kadri Cemil Paşa, M.Nuri Dersimi nin yöneticiler olduğu görülmektedir.
Halk arasında Kürtlerin bağımsızlığı için propaganda ve örgütleme çalışmaları yürütürler.
Örgüt taraftarları, propagandalarında Kürtler üzerindeki baskıların yanı sıra dini temalarada önem verirler. 1925 te Şeyh Abdurahim ve 13 kişinin imzaladığı bildiride bunu görmek mümkün.
Örgütün homojen bir yapıda olduğu söylenemez.Kürt hakim sınıflarının her kesiminden insanlar ve yurtsever aydınlar mevcuttur. Bu geniş yelpaze, siyasi ve İdeolojik olarak iki ana eğilimi barındırmakta olduğunu söyleyebiliriz. Milliyetci aydınların oluşturduğu ılımlı modernist kanat ile daha çok din adamlarının ve diğer geleneksel unsurların oluşturduğu geleneksel kanat. Birinci kanat örgütü kurup 1924 de taşıyan kesimdir ikinci kanat ise Beytüşşebap isyanından sonra 1925 hareketine ağırlığını koyan guruptur.
Örgütün Kuruluş Tarihi, tüzüğü, proğramı, üyeleri konusundaki belirsizliklerin olduğu görülmekte olmakla beraber, Kürdistan da geniş çaplı bir faaliyet yürüttüğü bir gerçektir. KTC gibi örgütler İstanbul da kurulmuş ve Kürdistanı yeterince örgütlüyememişlerdi oysa Azadi , Kürdistanda doğmuş ve Kürdistanda çalışmış bir örgüttür. Örgüt temsilcilerinin ingilizlere verdikleri bilgilerde, örgütün Muş, Malazgirt, Bitlis bölgesinde 5000, Botan bölgesinde ise 2000-3000 kişiyi silahlı isyan hareketine katabileceklerini belirtmişlerdir. Örgüt aşiretlerle küçümsenmeyecek ilişkiler kurmuştur. Örgütün görece başarı kazandığı örgütlenme sahasından biride Ordu saflarıydı. Diyarbakırdaki 7. kolordunun subaylarının ve erlerinin %50 Kürt olduğunu ve kendilerini destekleyeceklerini belirtmişlerdir.
Örgütün dış ilişkilerde çok başarılı olduğu söylenemez bu konuda dış destek sağlamak için İngilizlerle ve Ruslarla Görüşüldüğü anlaşılmaktadır. Sovyetlerin Ankara ,Erzurum ve Urmiyede’ki diplomatları ile ilişki kurulur. Bu ilişkileri Cıbranlı Halit, Yusuf Ziya ve Kemal Fevzi yürütür.
Cıbranlı Halitin yardım isteğini Sovyetler birliği yetkililerine ileten kişilerden biride Şeyh Mahmut berzencinin temsilcisi Ehmet Teqi dir.
Cıbranlı Halit onu önce Simkoya (İsmail Ağa’ya) gönderir, Ruslarla ilişki kurmalarını ister. Sımko aracılığıyla Urmiyedeki Sovyet konsolosluğuyla görüşen Ehmet Teqi ye verilen cevap yaparız deyip kürtleri aldatmak istemiyoruzdur.
Erzurumdaki Sovyetler birliği Konsolosu Pavloskinin 20. 12.1922 deki mektubunda Cıbranlı Halit Beyin ilettiği 10 md örgüt kararı ve koşulları şöyledir;
1-Kürdistan Türkiyedeki Erzurum, Van, Musul, Bitlis, Dıyarbekir, Harput vilayetleri, suriye vilayetinin batı bölümü ve İrandaki Kirmanşah, Sine, Seqız, Mehabat, Urmiye ve Selman vilayetlerinden oluşur.
2- Bu vilayetlerde bağımsız Kürdistan kurulacaktır.
3-Kürt hükümeti siyasi, idari, ekonomik, ve askeri ilişkilerde tamamen bağımsız olacaktır. Kürt hükümeti aynı zamanda Sovyetler birliğinin himayesini kabul eder.
4-Rusyanın himayesi şu çerçevede olacaktır. Kürdistan dağlarındaki petrol,maden ve diğer kaynakların işletilmesi, demir yolları, ve diğer vasıtaların yapımı ile askeri ve teknik elamanların yetiştirilmesi.
5-Kürt hükümeti ve liderleri, Rusya hükümetinin prensiplerine ve kominizim düşüncelerinin yayılmasına karşı çıkmayacaktır.
6-Rusyanın bir Kürt hükümetinin kurulması için ekonomik ve siyasi alanda yardım etmesi gerekir.
7-İleride kurulacak Kürt hükümeti, yönetim biçimini kendisi seçmeli ve siyasi görevlerini bağımsızca yürütmelidir.
8- Kürt önderleri Kürt hükümeti kurmak, Kürtlerin hedeflerine ulaşmasını sağlamak için Rusya’ya geçmek mecburiyetinde kalırsa, Rusya onlara yardım etmelidir.
9- Kürdistan topraklarının bağımsız Kürdistan’a katılmasına yardımcı olunmalıdır.
10-Rusya bu 9 md temelinde bir hükümetin kurulmasını kabul ederse, Kürt önderi bu çerçevede aktif olarak hareket etmeye hazırdır.
Bütün bu görüşmelerin sonunda Sovyetlerin ”Biz Kürt meselesini uluslararası bir mesele olarak görmüyoruz, Kürdistan için otonomiyi kim desteklerse desteklesin reddediyoruz. Eğer Türkiye Kuzey Kürdistan’a otonomi verecekse bizim çıkarımıza tamamıyla zarar verecektir.” görüşündedir.
Azadi örgütü Kürdistan’da doğan ve orada örgütlene , Kürdistan’ın tüm parçalarının özgürleşmesini hedefleyen, illegal bir örgüt olup üyelerini yeminle kabul etmiş ve hücreler tarzında örgütlenmiştir. Bağımsız Kürdistan’ı kurmak için ayaklanma planlamış ve ordudaki Kürt subaylarını örgütlemiştir. Başkanı Cıbranlı Halit bir Albaydır. Üyelerle haberleşmede yazılı şifre kullanılır. Vartolu Mehmet Şerif Fırat ve Emekli binbaşı Kasım ve diğer bazı kişiler örgütün çalışması hakkında devlet yetkililerine ihbarda bulunur ve örgütü deşifre ederler.
Halit Bey ve diğer yöneticileri yakalanıp idam edilmesinden sonra 1925 hareketi yenilgiye uğrar.
Musul’da, Güney Kürdistan’da, Irakta bulunan Örgütün şubeleri ve üyeleri sınırlıda olsa çalışmalarını sürdürmüş , 05. Ekim 1927 de Kurulan Xoybun örgütüne katılmış ve İhsan Nuri önderliğindeki Ağrı isyanı desteklenecektir.
4.1.2.Cıbranlı Halit Bey (1882-1925)
Muş , Varto (Gımgım) da doğdu. Cibran Aşiret reisi Mahmut beyin oğludur.
Aile çevresinde aldığı eğitimden sonra, 1892-96 Aşiret mektebinde, 1896-1902 de Yıldız Harp okulunda okur ve yaver yüzbaşı olarak mezun olur.
Filistinde görev yaptı. 1. dünya savaşında Kafkas cephesinde Rus ordusuna karşı savaşır. 1916 yılında bir süre İran cephesinde görev yapar.
1919 da Erzurum 15. kolordu komutanlığına Miralay olarak atandı.
Erzurum Kongresine çağrılır fakat katılmaz.
1920 yılında Kürt ileri gelenlerinden topladığı mektupları KTC aracılığı ile Cemiyeti Akvama gönderdi.
Erzurum da Yusuf Ziya bey, teyzesi oğlu ve eniştesi Şeyh Said gibi Kürt ileri gelenleri ile Azadiyi kurar.
Azadinin deşifre olması nedeniyle 10 Ekim1924 te Yusuf ziya tutuklanır. 20 Aralık 1924de Halit bey tutuklanarak Bitlise götürülür.14 Nisan1925 te idam edilirler.
4.1.2.Yusuf Ziya Bey (1882-1925)
Bitliste doğdu. Bitlisin tanınmış Koçzade ailesine mensuptur. Bitlis Sultanisini bitirdi.
Meşrutiyet döneminde Roji Kurt, 1919 dada jin dergisinde yazıları yayınlandı.
KTC üyesi oldu.1920 de açılan BMM sine Osmanlı meclisinden gelen gurubun içinde, Bitlis mebusu olarak girdi.Meclis deki konuşmaları ile ünlenir. 1923 kurulan ikinci meclise alınmaz.
Azadi örgütünün kurucularındandır.
10 Ekim 1924 tutuklanarak Bitliste hapsedilir. 14 Nisan 1925 de idam edilir.
4.1.3. İhsan Nuri (1893-1976)
Bitliste doğdu. Cibranlı aşireti ileri gelenlerden Eli Qulinin oğludur. İlk öğrenimini Bitliste tamamlar.Erzincan Askeri Rüştiye mektebine girer. 1910 da Harbiyeden teymen olarak mezun olur.Kafkaslarda ve yemen cephelerinde bulunur. 1919 da garnizon subayı olarak Istanbula atanır. KTC tanışır Jin dergisinde yazıları yayınlanır.
1920 yine Kafkasyada görevlendirilir. 28 Nisan 1922 de Yaşar hanımla evlenir.
1922 de Azadi ile temas kurar. 1924 Beytüşşebap ayaklanmasından sonra Suriye’ye geçer. 1927 de Xoybun örgütüne katılır ve örgütün kararı ile Ağrı isyanını yönetir.Ağrı isyanı sonunda İrana geçer ve gözaltında bir yaşam sürdürür. 25 Mart 1976 da kuşkulu bir trafik kazasıyla neticesinde hayata veda eder.
4.1.4.Şeyh Sait (1865-1925)
Paluda doğdu. Babası Şeyh Mahmut Fevzi Nakşibendi tarikatının önemli liderlerindendir. Hınıs ,Elazığ, Diyarbakır yöresindeki çeşitli medreselerde öğrenim gördü. Babasının ölümü üzerine ailenin lideri oldu. Harput’ta, Siverek ve Viranşehir’de uzun bir dönem yaşamını sürdürdü.
Hanımının ölümünden sonra Cıbranlı Halidin Kız kardeşiyle evlendi.
Azadi komitesinde görev aldı. Yusuf Ziyanın ve Cıbranlı Halitin yakalanmasından sonra görevi üslenerek 1925 hareketinin liderliğini yaptı.
28 Haziran 1925 gecesi idam edildi.
5. İSYANININ SEYRİ
Kemalist iktidar sistem içi güvence elde etme karşılığında Musulu İngilizlere teslim etmeye razıdır fakat Kürtlerin ve muhaliflerin tepkisi sözkonusudur.
Musulu terk ederken büyük tavizler koparmak peşindedir. İngilizler karşısında müzakerede elini güçlendirmek için Musul üzerinde askeri tehdit oluşturmak için Güneyli Kürtleri İngilizlere karşı kışkırtmaya çalışır ve İngilizlerin Hakkari bölgesindeki Nasturileri Kışkırtıyor gerekçesi ile sınıra asker yığar. İngilizlerde Musulu ucuza kapatmak için Güney Kürdistan’da kendilerine karşı gelen Şeyh Mahmut hareketini bastırmaya çalışıyor ve Türkiye’yi Musul’la ilgili isteklerinden vazgeçirmeye çalışır. Kürtler bu çekişmeden yararlanamaz.
Kürdistan’ın değişik mıntıkalarında direniş ve itaatsizlik eylemleri vardı. Dersim bölgesinde 1920 başlamış olan isyan , gerilla savaşı şeklinde 1925 kadar devam eder. Seyit Rıza Hozak Hükümet merkezine 1924 baskın yapar. Muş- Bitlis yöresinde Hacı Musa, Şeyh Selehattin ve Cemili Çeto güçlerinin yönetime karşı pasif direnişleri sözkonusudur.
İktidar biryandan Kürtleri yatıştırmak ve kazanmak için göstermelik adımlar atarken diğer yandan bastırma operasyonları düzenliyordu. Nasturiler bu iş için hedefti. Hakkari yöresinde ulusal yurt yaratma çabaları içinde olan Nasturilere saldıracak, Nasturileri sınır dışına atarak, İngilizlerin kendilerine karşı kullanacakları bir güçü ortadan kaldıracak. Nasturilerle Kürtler arasındaki anlaşmazlıktan yararlanarak, Kürtleri yanlarına çekecek ve Nasturiler bahane edilerek Kürdistana asker yığacak. Bu aslında Kürtlere yönelik bir operasyondu.
Bu arada Diyarbakırda Türk- Kürt kongresi düzenliyor:
Kürtlerin çoğunluk olduğu yerlerde özel yönetim olacak , Ceza evindeki Kürtler serbest bırakılacak, Kürtler beş yıl askere alınmayacak, Şeriye mahkemeleri kurulacak, El konulan silahlar geri verilecek, Türk subay ve Memurları kürdistandan çekilecek , Kürtlere borç sağlanacak v.s Kürtlerde Musul konusunda Türklere yardımcı olacak. Güdük bir özerklik gibi Kürtleri aldatmaya yönelik manevralar ve göstermelik adımlar atılır.
Amacı her zaman olduğu gibi Kürdistandaki gelişen hareketleri kontrol altına almak, zaman kazanmak ve güney Kürdistandaki pazarlık için güçlü olmak
5.1.Nasturi harekatı ve isyana etkisi
Sahnelenen oyun Hakkari Valisinin bölgedeki Nasturileri kışkırtmasıyla başlar. Nasturiler 7 ağustos 1924 de Valinin bulunduğu ekibe saldırır , bir binbaşı üç er öldürülür ve Vali esir alınır. Bunu gerekçe gösteren iktidar birlikleri Kürdistana yığmaya başlar.
Bu kaydırılmak istenen birliklerden biride azadi örgütünün yoğun olarak örgütlendiği, Şırnakdaki 2. Tümene bağlı 18. Piyade alayıydı. Alay yaveri Teğmen Ali Rıza Efendi (Bitlis milletvekili ve Azadi liderlerinden Yusuf Ziyanın kardeşidir.) , Siirt Şube Başk. Bitlisli Yüzbaşı İhsan Nuri, Binbaşı Fuat bey (Beytüşşebap), Kaymakam İsmail ağa (Yarbay), Diyarbekirden Yüzbaşı Mustafa, Vandan Teymen Ahmet Rasim, Mardinden Teymen Firdevs, Trablusşamdan Teymen Umran, Erzurumdan Teymen Maksut, Teymen İmran (Araptır), Bitlisten Teymen Mustafa, Harputtan Teymen Nuri ve erlerin önemli bir bölümü Kürtlerden oluşuyordu. Azadi mensubu subaylarca örgütlenmişti.
Nasturi hareketinin ilk etkisi bu alay üzerinde oldu Alayın Şırnaktan Beytuşşebaba gitmesi ve Nasturi hareketine müdahale etmesi emredilmişti. Bu durum alayın Azadi planları içindeki yerini etkilemekteydi. Daha önemlisi Azadi mensupları Nasturi hareketinin aslında anti Kürt karekterini anlamışlardı. Türklerin dinsel fanatizmi körüklüyerek ve harekete katılan Kürtlere, Nastürilere ait maları yağmalatarak, Kürt aşiretlerini kendi tarafına çekecekti. Bu durum hem Azadinin bölgedeki aşiretler arasındaki etkinliğini azaltacak, hemde Kürtleri İngilizlerle karşı karşıya getirerek, Azadinin İngilizlerden umduğu desteği önleyecekti.
Azadi Ermeniler Konusunda düştükleri hataya bu kez düşmemişlerdi. Nastürilerin mallarına el konulması, Kürtlere kazanç değil kayıp getireceğini anlamışlardır. Nasturilerden sonra sıra onlara gelecekti. Bu olaylar Azadinin hareketlerini hızlandırmıştır.
İsyan sahası değişmiştir. İsyanın hazırlık plan ve çalışmaları Şırnak’a göre hazırlanmışken Alayın aniden Beytüşşebapa nakli isyanın mekanını değiştirmişti. Bu değişiklik nedeniyle isyan Şırnağa nazaran daha sınırlı bir çevre çalışması ve desteğiyle başlayaçaktı. Oysaki Şırnak bölgesindeki aşiretlerin güvenilir aşiretler olması, Şırnağın savunulmasının kolay olması ve İngiliz kuvvetlerine en yakın yer olması bakımından Şırnak önem arz ediyordu.
5.2.İsyanın genel hareket planı
Hareketin iki temel aşamasının olduğu ; birinci aşamada Yerel , fakat yaygın isyan hareketleri, ikinçi aşama ulusal bir Hükümet Kurma aşaması.
Azadi örgütünün, İsmet İnönü’nün M.Kemal’e verdiği 16 eylül1924 tarihli rapordan ve Azadi mensuplarının İngilizlere verdikleri bilgilere dayanan yazışmalarından anlaşılacağı üzerine 18. Piyade alayındaki Azadi mensubu güçler Beytüşşebap’tan başlayıp Siirt’ten Vana kadar uzayan sahada bir isyan serisi planladığı anlaşılmaktadır. Başarılı olduğu taktirde Azadi İsyanı, 18. Alaydaki güçlerinin yardımıyla, bütün Botana yaygınlaştırmayı, İsyan dizisinin arkasından genel bir ayaklanma ile Kurtarılmış bir bölge ve bir ulusal hükümet düşünüyordu.
5.3. İsyan nasıl başladı
Azadi örgütü tasarladığı isyanlar zincirini Şırnaktan başlatmak kararındadır. Bu amaçla Şırnaktak grubuna isyan için gerekli hazırlıkları yapmasını ve hazır olunca durumu Yusuf Ziyaya bildirmesi emri verilmiştir. Nasturi harekatı nedeniyle alay Şırnaktan Beytüşşebapa nakledilince, isyan hazırlıkları ancak orada tamamlanabilinir. Sonra durum Rıza aracılığı ile kardeşi Yusuf Ziyaya bildirilir.
İlk Telgraf şöyledir: 31 Ağustos 1924 Beytüşşebap tan Teymen Rıza Tarafından abisi Yusuf Ziyaya çekilmiştir.”Emredilen miktardaki meblağı police etmek üzere emrinizi beklemekteyim.”
Yusuf Ziyanın cevap telgrafı:01/02 Eylül 1924 ”Erzurum’a gidiyorum. Miktar tayinine mahal yoktur. Hemen ve süratle para gönderiniz. Muvassalatıma (varış) bakmayarak Bahattin ve Faike bilgi veriniz. (Faik Yusuf Ziyanın Damadıdır ve Bitlis’tedir. Bahattin Yusuf Ziyanın Kardeşidir ve Erzurumdadır.)
Bu Telgraftan sonra isyan 3/4 Eylülde patlak vermiştir.
Yusuf Ziya Bey Erzurum’dan Damadı Faik beye 11 Eylülde telgıraf çeker. ”Ankara’ya hareketim Rızadan para gelmesine bağlıdır. Kendisinden aldığınız malümatı yarına kadar birldiriniz.”
Faik Beyin çevabı 12 Eylül1924 te ”Rıza bir hafta önce 300 lıra Hacı Mehmet vasıtasıyla çıkardığı halde şimdiye kadar almamanıza mana veremedim. Koyunları Siirte gönderdim Satılırsa gönderirim. Sıhatteyiz.”
Beşinçi ve son tlg Yusuf Ziyadan Faik’e çekilir 13/15 Eylül 1924 ”tutukluyum Ankara’ya gidemeyeceğim. Paraya ihtiyacım kalmadı. Nerede kaldığını tahkik et.”
Şifreli telgraflardan anlaşılacağı üzere Yusuf Ziya eğer hazırsanız başlatın ve durumu Bitlis’e ve Erzurum’a bildirin. Zira başta Bitlis olmak üzere bölgenin diğer bazı yörelerinde isyanlar tertiplenecektir. Gurup isyana başlamış ancak başlama haberi sadece Bitlis’e ulaşabilmiş, Erzurum’a ise bilinmeyen nedenle ulaşmamış. Yazışmalardan anlaşılacağı üzere Azadi örgütünün Bitlis ve Siirt komitelerinin insiyatifi doğrultusunda başlatıldığı telgrafların yanlış deşifrasyonun söz konusu olmadığı, Merkez ve Diyarbakır gibi diğer bölgelerin zamanında haberdar edilmediği eksikliğini taşıdığı görülmektedir.
5.4.İsyanın talepleri
Örgütün yazılı bir programı bulunamamıştır. Azadi mensuplarının İngilizlerle yaptıkları görüşmelerden talepleri ile ilgili ayrıntılı bir bilgi sunmadıkları, sadece Kürtlerin şikayetçi oldukları konuları konuştukları ingiliz raporlarından anlaşılmaktadır. Onbir md de belirtilen şikayetler; 1- Türk Hükümetinin niyeti Doğu illerindeki Kürt nufusu Batı Anadoluya nakletmek, yerlerini Türk ırkından diğerleri ile doldurmak. 2-Halifeliğin kaldırılması 3-Mahkemelerde ve Okullarda Kürt dilinin kaldırılması. 4-Kürtçe isimlerin kaldırılması. 5- Kürtlerin yaşadığı şehirlerin Valilerinin ve tüm yöneticilerinin Türk olması. 6-Yoğun Vergi alınması. 7-Millet Vekillerinin halkın serbest oyla değil hükümetin emriyle seçilmesi. 8-Kürt Aşiretlerinin kullanılması politikası. 9-Kürt köylerinin askerlerce yağmalanması. 10-Ordudaki Kürtlerin kötü muameleye tabi tutulması. 11- Alman sermayesi yardımıyla Kürd madenlerinin sömürülmesi.
Görüldüğü gibi İktisadi, Siyasal ve Toplumsal bir perspektifle ele alınıp bir program çerçevesinde sunulmamıştır. Azadi mensuplarının bu hedefleri Kürtleri Türk baskısından kurtarmak, Kürtlere özgürlük sağlamak, ülkelerinin gelişmesini sağlamak bunun içinde İngiliz desteğini sağlamaktır.
Dış işleri raporunda ise : 1-Türkiye Kürdistanı boyunca Türklere karşı bir dizi acil ve kendiliğinden ayaklanmalar düzenlemek. 2-Hareket boyunca nefes alacak bir yeri güvenceye alarak Bedirhan ailesi liderliğinde bir ulusal hükümet kurmak.3- Eğitim , tarım, doğal kaynaklarıvb. bağımsız bir devlet olarak geliştirmek. 4- Yukarıdaki aşamalar hükümet ve yönetimin organizasyonuna yardım için danışmanlarda sağlayacak olan Britanya hükümetinin silah ve mühimmat yardımıyla yerine getirilecektir.
Azadi örgütünün Bağımsız bir Devlet kurma hedefine sahip olduğu ve Britanya hükümetinden alınacak yardımla şekillendirmek istedikleri anlaşılmaktadır.
Ayrıca Azadi üyeleri İngilizlere Kürt Aşiretlerinin Iraktaki İngiliz kuvvetlerine karşı düşmanca bir ilişkiye girmelerini engellemek, Türklerin bölgede toplanmasını engellemek, Türklerin moralini zayıflatmak ve Türklerin dikkatini Bitlis, Van, Diyarbakır a çekerek, güneydeki operasyonları durduracaklarını amaçladıklarını belirtirler.İngilizlerden destek almayı ummuşlardır.
5.5.İsyanın ingilizlerle ilişkisi
Kürtlerin değişik yollarla ingilizlerle ilişki kurmaya çalıştıkları ve Azadi örgütünün İngiliz desteği almaya çok büyük bir önem verdiği biliniyor.
İngilizlerin Beytüşşebap İsyanına destek verdiklerine dair herhangi belirti ve delil yoktur. İngiliz belgelerinde bu konuda herhangi bir destek önerisi olmadığı anlaşılmaktadır. İngiliz Dış işleri raporunda hayalci ve az bir umut olduğu yazılır.
Azadinin Beytüşşebapta bir alayın yarısını ayaklandırması, İngilizlerin dikkatini çekmiş, Azadinin hatırı sayılır bir güç olduğunu kabul ederek Azadi subaylarıyla çeşitli görüşmeler yapmıştır.
Beytüşşebap isyanının süreçinde Şeyh Mahmut İngiliz- Irak yönetimine karşı savaşmaktadır. Bu durum onu Kemalistlerle aynı çizgiye çekmektedir. Kemalist yönetim zaman zaman el altından Şeyh Mahmut’u destekler tutum takınmıştır. Burada amaç bağımsız bir Kürdistanın kurulması değil , İngilizlerin durumunun sarsılmasıdır.
Kürtlerin parçacı yaklaşımları, güneyin İngilizlerle savaşması, kuzeyin ise İngilizlerden destek umması taktik anlamda bazı avantaj sağlamakla, Güneydeki hareketin aleyhine olacağı kaçınılmazdır.
Türkler Simkoyuda donatarak Irakta İngilizlere karşı kullanma girişimlerinde bulunmuşlardır.
Azadi hareketi İngilizlerden silah ve mali yardım almayı çok önemli bir hedef olarak görmüş , çaba sarfetmiş ancak İngilizler kendi Orta Doğu Politikaları açısından Kürtlere yardım etmeyi uygun görmemiş ve tercihlerini Rusyayı kuşatan Kemalist yönetimi destekleme ve Bağdat yönetimine arka çıkmakla koymuştur. Kürtleri zamanı geldiğinde Türkleri ve Bağdat yönetimini sıkıştırmak için kullanacakları potansiyel bir silah olarak görmüşlerdir.
5.6. İsyanın bastırılması
Başlangıçta yaşanan karışıklık ve örgütsel kopukluk İsyanın başarısızlığında etkili olduğu gibi, 1925 sürecinide olumsuz etkilemiştir.
İsyancıların planı Alay komutanlığını ele geçirerek, tüm alayı kontrolleri altına alacak, böylece daha güçlü bir çıkışla, tüm silah ve mühimmata sahip olacak ve çevre aşiretlerinin isyana katılımını kolaylaştırmaktı.
Alay komutanlığının gelişmelerden haberli olması ve önlem alması, isyanın istenilen düzeyde olmasını engellemiştir. Çıkışta yaşanan olumsuzluk bölgedeki örgüt üyesi ve destek sözü veren aşiretlerin, bey ve ağalarında isyana yeterli desteği sağlamasını olumsuz etkilemiştir.
Şırnaktaki Abdurahman ağa, Süleyman ağa örgüt belgelerinde üye olarak gözükmekle beraber, devlet belgelerinde Nasturi harekatı sırasında devlet destekçisi olarak gözükmektedirler.
Şikak Aşiret Lideri İsmail Simko isyana destek verecek kişiler arasında gözükmekle birlikte 3000 lıra karşılığında Türk güçleriyle birlikte Güney Kürdistandaki operasyonlara katıldığı görülmüştür.
Birçok ağa aşiret reisi vb. isyan sırasında ya pasif kalmışlar yada ikili tavırlar sergilemişlerdir.
Bitlis bölgesinden Şeyh Selehaddin, Cemile Çeto, Hacı Musa nın bazı belgelerde destek verdiklerini bazı belgelerdede Kazım Dirik Paşanın pazarlıkları sonundan isyanın dışında kaldıkları anlaşılmaktadır.
Beytüşşebapta hareket başlayınca botan genelinde örgütün genel harekat planına uygun olarak baskın ve sılahlara el koyma eylemleri gerçekleşmiş fakat yaygınlaşmasının önü kesilmiştir.
İsyana destek veren Jırki aşireti reisi Yahya beyde Nasturilerle ilgili ferman çıkınca devletle beraber bu eyleme katılmış.
Azadi örgütü birkaç yıl evvel Ermeni soy kırımında tertiplenen oyunun tekrarlanmak istendiğinin farkına varmış ve buna karşı durmuşlarsada, Aşiretlerin tavrı tarihin tekerrür ettiğinin kanıtıdır.
Nasturi mallarına el koyma sevdası, Kürtleri bir kez daha ulusal boyundurluğa mahkum etmiştir. Kürtler , yapılan kışkırtmalara kapılmış, Türk ordusu ile birlikte yüzyıllardır birlikte yaşadıkları komşularına saldırarak onları sınırın öte yanına kovalamıştır. bu saldırılarda kaç Nastürinin öldürüldüğü bilinmiyor Araştırmacılara göre Sürülen Nastürilerin 8000 ile20000 arasında olduğu belirtilmektedir.
Nasturilerden sonra Türk ordusu Kürt yurtseverlerine yönelmiş, kendilerine yardım eden Jırkiler dahil kürt köyleri topa tutulmuştur.
Türk ordusu rüşvet dağıtarak, dini fanatizmi kışkırtarak isyana desteği önler ve tutuklamalar başlatılır.
Yusuf Ziya , kardeşleri Ali Rıza ve Bahattin, damadı Faik tutuklananlardandır. Hacı Musa gözaltına alınır . yapılan soruşturmalar olayın basit bir askeri firar olmayıp, Cıbranlı Halit ve Şeyh Saide kadar uzanan daha geniş çaplı bir isyanlar dizisinin ön aşaması olduğu anlaşılır. Bazı araştırmacılar 20 kişi desede yüzlerce Azadi üyesi tutuklanmıştır.
Devletin başından beri tecrit etme ve bastırma faaliyetleri isyancıları yanlız kalmalarına neden oldu ve demoralize olan gurup isyanı devam ettirme imkanının kalmadığını görünce askerleri terhis edip İhsan Nuri ve arkadaşlarıda önce Suriye kısmına Daha sonra İngilizlerin denetimindeki Iraka geçerler.
3 Eylülde başlayan isyan İhsan Nurinin İngilizlerle teması olan 27 Eylülde sona ermiş olur.
6.İSYANIN 1925 AYAKLANMASINA ETKİLERİ
Beytüşşebap isyanının 1925 ayaklanma süreçleri üzerindeki etkileri bakımından, Kürt tarihi üzerinde önemli bir yere sahiptir.
1925 Ayaklanması üzerindeki ilk etkisi bu hareketi hem devlet hemde Kürtler acısından hızlandırmıştır.
Devlet isyan karşıtı tedbirleri artırarak, bölgeye asker yığmış ve tutuklamalar başlatılmıştır. Yusuf ziya ve akrabaları dahil olmak üzere Azadi mensubu yüzlerce ihtilalci tutuklanmış. Uygulanan zor kopuş sürecini hızlandırmış Hesananlı Halit ve Zırkanlı Kerem gibi isyan liderleride arandıkları için dağa çıkmıştır. Bir kısım kişilerde Azadiye destek sözü vermelerine rağmen tarafsız konuma çekilmişlerdir.
Kürt çephesinde faaliyetler hızlanmış özellikle Şeyh Sait Bitliste ifade vermeye gitmediği gibi , aktif biçimde örgütsel faaliyetlere başlamış.
Uluslar arası ilişkilerdede İngilizlerin destek vermemesine rağmen kuzeydeki Kürtler ciddi bir güç olarak görmelerini sağlamış. Irakta ve bölgedeki diğer alanlardaki komitelerde Bağdat ve Musuldaki Kürt İstiklal komitelerinin hareketlendirmiştir.
İkinci önemli etki Ayaklanmanın merkez üstünün Botandan daha Kuzeye kaymasına neden olur. Ayaklanma Piranda patlak verdi güneyi Diyarbakır, batısı Elazığ ve doğusu Malazgirt olan bölge merkez olarak gelişir. Beytüşşebap isyanının etkisiyle Botan bölgesinden ayaklanmaya ciddi bir katılım olmaz.
Üçüncü etki, ona önderlik eden örgütün ideolojik – siyasal yapısını derinden etkiliyerek değiştirmiştir. Azadinin içindeki görece seküler, ılımlı modernist kanat yerini geleneksel dinci kanada bırakmıştır.
Modernist kanat , sadece örgütün kuruluşuna damgasını vurmamış, Beytüşşebap isyanına kadar olan dönemde örgütün denetimini elinde tutmuş.
Cıbranlı Halit, Yusuf Ziya, Tayip Ali, Erzurumdaki Kürt subaylar, İhsan Nuri, Ekrem Cemil, Zınar Silopi, Dr Fuat, Bave Tujo modern kanadın mensuplarıdırlar.
Örgütün kuruluş insiyatifi ılımlı modernist kanattaydı ve geleneksel dinci kanada mensup şahısların örgüt saflarına çekilmeleri işide esas olarak bu kanadın çabaları sayesinde gerçekleşmiştir. 1924 deki dinsel reformlardan rahatsızlık duyan ulusalcı nitelikler taşıyan bu kesimi Azadi ulusalcı alana çekmiştir. Geleneksel dinci kanat, ılımlı modernist kanat tarafından örgüte kazandırılmıştır. Şeyh Sait Yusuf Ziya tarafından ikna edilmiştir . Geleneksel dinci kadat zamanla örgüt içinde giderek güç kazanmıştır, Şeyh Sait hareketiyle doruğa ulaşmıştır.
Kemalistler Şeyh Sait ayaklanmasını çarpıtmak ve karalayarak irticai bir hareket olarak yansıtmak amacıyla Azadi örgütü içindeki bu gelişmeleri ve süreci göz ardı ederler. Oysa Dinciler harekete son kertede katılmıştır, hareketin ulusal bir amacı vardır ve bu amacı bir Kürt devleti kurmaktır.
Beyttüşşebap isyanının önemli etkisinden biride o ana kadar ılımlı modernist kanadın insiyatifinde gelişen Kürt ulusal hareketinin önderliğinin, geleneksel dinci kanadın eline geçmesine neden olmuştur.
6.1. SONUÇ
Beytüşşebap isyanı Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki dönemde Kürtlerin planladığı , bir örgütün tarafından organize edilen ve düşman ordusu saflarında başlatılan bir ayaklanmadır.
İsyanın iki aşamalı planlanmış, ilk aşamada Beytüşşebaptan başlayan ve Botan bölgesine yayılacak bir ayaklanmalar serisi düşünülmüş, ikinci aşama kurtarılmış bölge ve bir Kürt hükümetinin kurulması düşünülmüş. İsyan planlandığı şekilde yürümeyince eylem yenilgiye uğrar.
Ömrü kısa olmasına rağmen Kürt ulusal hareketi üzerindeki etkileri büyük olmuştur.
Azadi örgütünün önderliğinin ılımlı modernist kanattan Dini kanada geçmesine neden olmuş ve Şeyh Sait liderliğindeki ayaklanmayı hızlandırmış, ayaklanma merkezini Botandan daha kuzeye taşımıştır.
İngilizlerin Kuzey Kürtlerini ilk kez ciddi bir şekilde izlemelerini sağlamış.
KAYNAKÇA