Başlarken’de yayın politikası bölümünde geçen “Öte yandan bireysel imzalarla var olan bir yayın faaliyeti çerçevesinde ise, örgütlü mücadele verenlerin hedef tahtasına oturtulması, mücadele kırıcılık yapılması düşünülemez.” ifadesini biraz açmak gerektiği kanaatindeyim. Zira, bugün Kürdistan’da en çok bulanıklaştırılan ve önemsizleştirilmeye çalışılan kavramlar örgüttür, örgütlü mücadeledir, siyasi kimliktir.
Hem bu bulanık suyu temizleme, hem de YEKSER’in ne olmadığını ifade etmek yayın hayatına yeni başlamış bir tartışma platformunda öncelikli işlerdendir diye düşünüyorum. Bu nedenle önce Kürdistan davasından ne anladığımı, bu davayı kimlerin verebileceğini, bunların ışığında da YEKSER’in haddini ve sınırlarını ifade etmeye çalışacağım.
Kürdistan Davası Bağımsız Birleşik Kürdistan Davasıdır, İktidar Kavgasıdır!
Kürdistan davası diyerek soyut bir ifade kullanıldığında bunun içine elbette birçok şeyi sığdırmak mümkün. Herkesin kendi anladığı şekliyle bu davayı tanımlaması, eğip bükmesi de mümkün. Fakat Kürdistan’da üzeri balçıkla sıvanmayacak güneş şudur ki; Kürdistan davası dört parçası da birleşmiş bir Kürdistan devletinin kurulması davasıdır. Bugün kendi kaderini tayin edemeyen, dört farklı ezen ulus devletinin boyunduruğu altında bulunan Kürdistan’ın kurtuluşu ancak devlet olmasıyla mümkündür. Aksi bir dizi görüş var elbette. Bunlarla polemiği bir başka zamana bırakalım. Şimdi bu davanın sorumluluğu ve gerektirdikleri hakkında konuşmalı.
Devlet kurma mücadelesi bir iktidar kavgasıdır. Kürdistan’ın davası da kendi topraklarında iktidar olma, egemen olma davasıdır. Böyle bir davanın da politik bir dava olduğu ortadadır. Kürdistan’dan ezen ulus devletlerini kovup iktidarı ele alma hedefini ancak bu hedefe, bu hedefin önündeki engellere uygun bir biçimde var olan bir araç ile mümkündür. Bu araç partidir, örgüttür.
Bireyler; tek başlarına, bir sorumluluk almaksızın, bir araya gelerek kendilerinden üst bir yapıda birleşerek disiplinli bir şekilde örgütlü mücadele vermeden Kürdistan davasını savunamazlar. Kürdistan’da tekil kalma, birey olarak var olma mücadeleden kaçmanın bir kılıfıdır. Bu tarz eğilimlerin karşısında durmak gerekir.
Peki o zaman bireylerin yazılar yazıp katkıda bulunduğu YEKSER de ne oluyor? Bunu yaparken örgütsüzlüğü, bireyciliği mi yüceltiyoruz?
Örgütsüzlüğü Yüceltenlere Karşı “Önce Örgütlenme” Diyenler Buluşmalı!
YEKSER’e katkıda bulunanların, onun çıkış yazısında önüne hedef koyduğu çalışmayı, yayın politikası benimseyenlerin amacı örgütsüzlüğü yaymak, bireyciliği yüceltmek değil elbette. YEKSER’in “bireylerin buluştuğu” bir yer olduğunu vurgulamamızın nedeni birey olarak da bu siyasi görüşlerin mücadelesinin verilebileceğini düşünmemiz değil. Niyetimiz, ne olduğumuzu hem kendimizi hatırlatmak hem de herkese net bir şekilde ifade etmektir.
Her alanda örgüt, örgütlenme düşmanlığının yapıldığı, bireyciliğin, aydın olmanın övüldüğü bir dönemde kendimizi var olan siyasi örgütlerle/partilerle kıyaslamıyor, kendimizi onların bir alternatifi olarak görmüyoruz. Zira biz bir siyasi partinin, bir siyasi kimliğin yayın organı değiliz. YEKSER’in arkasında duran örgütlü güçler yok. Bunun ayrımını dünyaya bireyci gözlüklerle bakanların anlamasını beklemiyoruz elbette. Fakat örgütlü mücadele, örgütle mücadelenin ne olduğunu kavrayanlar için ifade etmeliyiz ki; bunu yaparken örgütsüzlüğün iyi bir şey olduğunu da düşünmüyoruz.
YEKSER bir ihtiyacın sonucudur, bir araçtır. Bugün Kürdistan’da programı belli, politikası belli, hedefi belli, bağımsız birleşik Kürdistan doğrultusunda hareket eden herhangi bir hareket/parti/örgütlenme yok. YEKSER böyle bir özneyi ikame etmek üzere var olmadı. Aksine böyle bir öznenin yokluğunda bağımsız birleşik Kürdistan hedefinin rafa kalkması, hiçbir kesimin bu hedefi somut politik bir amaç olarak tartışmaması YEKSER’de buluşanların bir araya gelme nedeni oldu.
Bağımsızlıktan yana, birleşik bir Kürdistan devletinin kurulmasından yana olanların bu kaide üzerinden tartışması gerekir. Bu tartışmadan kaçmanın herhangi bir bahanesi olamaz. “Mücadele bitti, her şey tasfiye oldu, artık bir şey yapılmaz ve Kürdistan devleti bir hayal ve özlemdir” diyenlerle arasına mesafe koymak isteyenlerin; siyasi mücadeleden kaçmak bir yana ona atılmak için kararlı olanların buluştuğu bir zemin olmalıdır YEKSER.